
Gripin Grubu'nun meşhur "Aşk nerden nereye?" şarkısını bilirsiniz. Hani diyor ya şarkıda "Huzuru koklasam Ege'de" diye... İşte bana göre aşk da tam da burada, Ege'nin sahil bandına yolculukta... Biz de hem hayattan küçük bir mola almak hem de mutluluğu kucaklamak için İzmir'in şirin ilçesi Dikili'ye doğru yol alıyoruz.
Sağımızda papatyalar arasında zeytin ağaçları, solumuzda muhteşem koyların olduğu turkuaz renkli sular, önümüzden uçuşan kelebekler... Bu yollarda yolculuk yapmak bile tarif edilemez bir keyif.
BU ANI DURDURUR MUSUNUZ?
Yol boyunca giderken gözümüze bir tabela çarpıyor; Kalem Adası... Tabelanın götürdüğü yoldan giderken nereye gittiğimiz bilmemenin tedirginliğini yaşıyoruz ta ki o güzellikle karşılaşıncaya kadar! Burası bir ada değil, sanki cennetten yer yüzüne düşen bir parça... Dikili Bademli Köyü'ne çok yakın mesafede olan bu adada, ana binası tamamen taş olan ve küçük bir şatoyu anımsatan bir otel bulunuyor. Mavi bayraklı plajı ile masmavi bu sularda Ege'nin tadını doyasıya çıkarmak olası. Bu muhteşem ada size arkanızda bıraktığınız şehrin tüm sıkıntılarını, stresini unutturmaya aday... Bu güzel adayı selamladıktan sonra sırtımıza güneşi alarak Dikili'ye doğru yol almaya devam ediyoruz.
Renk renk çiçekler, yeşilin bin bir tonu, cırcır böceklerinin sesleri, rüzgârın hafif uğultusu... Bu yollarda insan anı durdurmak istiyor. Biz bu manzaraya dalmış giderken hayattan zevk almayı bilen iki bisiklet sevdalısı atlamış bisikletine, doğaya doğru yol alıyor. Derken Bademli Köyü'ndeyiz. Dikili'ye bağlı bu köy son dönemde turizmin en gözde beldelerinden. Öyle ki bundan 10-15 yıl önce kendi halinde bir köy olan Bademli, son yıllarda bir Urla bir Alaçatı yeni bir Cunda olmaya aday. Öyle ki köy meydanı da artık bunun emarelerini veriyor. Nazar boncuklarıyla süslü kıraathanesi, yanına yöresine yeni yeni açılan kafeleriyle Bademli köyünde onlarca yıldır değişmeyen tek şey ise üzüm şırası. Fiyatlarıyla hâlâ makul düzeyde olan bu köyde üzüm şırasının tadına bakıp son dönemin ünlülerinden Pissa koyuna doğru yol alıyoruz.
GÖZ ALABİLDİĞİNCE MAVİ
Topraklı bir yoldan ilerleyerek ulaşabileceğiniz Pissa koyunun etrafı zeytin ağaçlarıyla çevrili... Denizi ise alabildiğinde turkuvaz alabildiğince mavi... Hâlâ berraklığı koruyan bu sulara insan kendini atmamak için zor tutuyor. Denizin içinde yürürken ayaklarınızı izleyeceğiniz bu eşsiz koyda atılan her kulaç mutluluğa yüzmek gibi. Sonrasında zeytin ağaçlarının altına serilip o mis gibi temiz havayı içinize çektiğiniz her an ise şükür sebebi...
FELSEFE BU TOPRAKLARDAN GEÇMİŞ
Ve 45 km boyunca kum plajlarla kaplı kıyı şeridiyle, muhteşem deniziyle, dünyaya açılan limanıyla, tarihi evleriyle, halılarıyla, festivalleriyle, Ege'nin diğer bir cennet köşesi Dikili'deyiz... 2400 yıl önce felsefenin dehalarından Aristoteles'i topraklarında misafir eden Dikili, antik çağın uygarlıklarından Lidyalılar, Persler, Frigyalılar, Romalılar ve Bergamalılara yurt olmuş. Bizans, Ceneviz, Selçuklu ve Osmanlılara ev sahipliği yapan Dikili, tarihin bütün izlerini hâlâ saklıyor. Dikili sokaklarında yürürken bahçesinden çiçekler sarkan Rum evleri sizlere tarihin kokusunu daha derin solutuyor. Altın gibi kumsallarıyla uzun sahil şeridi, şiirsel güzellikler sunan parlak güneşi, bol oksijeni, az nemli, rüzgârlı havasıyla Dikili, başta emekliler olmak üzere, huzuru, doğayı ve dinginliği arayan turistlerin en gözde mekânı. Tertemiz suları sayesinde tüm kıyı şeridi boyunca istediğiniz her yerden denize girebildiğiniz Dikili'de, çay bahçesinin önünden denize atlayan çocuklar bu güzelliği kanıtlıyor sanki.
SEVGİLİLER BU YOLDA
Dikili limanının hemen yanında yer alan kayıkçılar ve olta ile balık tutmaya çalışan balıkçılar da bu denizin bereketini anlatıyor sizlere. Limandan Sevgi Yolu'na doğru uzanan şeritte yer alan restoranlar, cafeler, barlar, beach cluplar Dikili'nin renkli ve eğlenceli yüzü. Limanın hemen ilerisinde yer alan Sevgi Yolu ise adından da anlaşılacağı üzere âşıkların ya da aşklarını tazeleyenlerin vazgeçilmezi...