
Türk Dil Kurumu sözlüğüne bakınca Devlet yönetiminde söz sahibi kişi: olarak karşımıza çıkıyor bu kelime.
Halk arasında çok benzetilir cümleler de vardır.
İyi niyetli, yardım sever, babacan, naif ve vicdanlı gibi kelimeler barındırır bazı yüreklerde. Bazı yüreklerde ise nahoş kelimeler kullanılır sevilmiyorsa.
Devlet adamlığı zor zanaattır. Uygulanabilirliği risk taşır. Kimi yaptıklarınız arşa, kimi ise yerin dibine sokar. İnsanoğlu bu normal.
Ülkede yaşanan her türlü olumsuzluklar tepemizde tepişirken, içimizi ısıtan “iyi ki var!” dediğimiz devlet adamları yürekleri ısıtıyor.
Erzincan Valisi Doç. Dr. Hamza Aydoğdu’yu bilir misiniz?
1975 yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde doğan Hamza Aydoğdu, başarılı öğretmenlik geçmişinin ardından 2020 yılında Aksaray Valisi olarak devlet görevine devam eder. 2023 yılına kadar sürdürdüğü Aksaray Valiliğinin ardından atama ile Erzincan Valisi olur.
Şimdi diyeceksiniz ki nerden çıktı bu Erzincan Valisi sevdası. Memleket hepimizin sevdası, su götüremez.
Sayın Aydoğdu’yu şahsen tanımasam da sosyal medya ile kendisiyle haşır neşir olmama neden oldu.
Hamza Aydoğdu Erzincan’ın Valisi değil, Erzincan’ın öğretmeni, gençlerin abisi, çocukların amcası, büyüklerin ise oğlu gibi. Çok seviliyor.
Bazen sabahın zil vaktinde bir çay ocağında elinde simitle, bazen gecenin köründe eşofmanıyla çocuklarla top oynarken görebilirsiniz.
Erzincan sokaklarını karış karış gezen, pazarda ve çarşıda esnafın, vatandaşın her söylediğini can kulağıyla dinleyen bir devlet adamı Hamza Aydoğdu.
Vatandaş buluşmalarını halkı ayağına değil, ayaklarına giderek dert dinlediğini görürsünüz. “Yarım elma, gönül alma” hissiyle görevini icra eder.
Erzincan’ın tanınması için var gücüyle ekibiyle ve vatandaşla birlikte çalışır. Erzincan Valiliği ve kendi sosyal medya hesabını adeta Erzincan için tahsis etmiş gibi.
Paylaştıkları videolardan bunu çok iyi anlıyorsunuz. Erzincan’ın resmi reklam ajansı gibiler, parlattıkça parlatıyorlar. Kutlarız…
Eğitimci kişiliği nedeniyle öğrenciye ve çocuklara düşkünlüğü ise gözlerden kaçmıyor. Kendisinden tablet talep eden küçük bir çocuğa, tablete karşı bir vali olduğunu söyleyerek ona istediği kadar kitap hediye edeceğini söyleyen bir devlet adamı.
Çocukların isteğini yapılabilir olduğu sürece asla geri çevirmeyen bir amca. Ama bir şartı var her zaman vali amcanın, eğitime verecekleri önemin karşılığında bir hediye gibi düşünün diyen bir devlet adamı.
Yaklaşık 500 kadar genç kurulan ile whatsapp grubunda dert dinleyen, şakalaşan bir devlet adamı.
Şimdi bu kadar methiye neden düzdün diye içinizden sorabilirsiniz.
“Bu videoların hepsi kurgu, kameralara oynanıyor, siz asıl kamera gerisinde olanları bilseniz dilinizi yutarsınız” diyecek bazı kesimler de olabilir. Vardır mutlaka!
2020 yılında Aksaray Valisi olarak görev yaptığı yıllarda, doktorluk yapan bir yakınımıza sordum gerçekten “Hamza öğretmen nasıl bir vali” diye.
Aldığım cevap şaşırtmadı.
“İşini liyakatıyla yapan, imkanlarını halkın hizmetine sunan, alçak gönüllü, çocukların geleceğine düşkün naif bir kişilik. “
Asıl gelmek istediğim konu aslında hepimizin tahmin edeceği türden.
Nerde bu devlet adamları…
Yaşadığımız kentlerde gözler aramıyor değil bu türden atanmış ve seçilmiş görevlileri.
Şehrin protokolünde yer alan büyüklerimizden insana dönük yaklaşımlarını görmek istiyoruz istemeden.
Devletin verdiği görevin sadece açılış yapmak, resmi törenlerde bulunmak olmadığını göz ardı etmemek gerek.
Önemli gün ve olaylarda göz önünde elbette bulunulacak ve halka o güveni sağlamaları mutlak sonuçtur. Ancak önemsiz ( sıradan) günlerde koruma ordusu ile değil vatandaşla iç içe şehrin derdini dinleyen, eksiğini gideren devlet adamları görmek istiyoruz.
Taleplerin, yardımcıların not aldığı kağıtta kalmamasını istiyoruz.
Devletin imkanlarını halka tahsis edilmesini istiyoruz…
Ulaşabilirlik istiyoruz işin hülasası.
Alçak gönüllü, halka sırtını değil yüzünü gösteren devlet adamlarına ihtiyacımız var stres yükümüzün tavan yaptığı bu günlerde…
Vatandaşın ekonomik dertleri, sağlık sorunları ve adalete olan şüpheli yaklaşımlarının aklından çıkmadığı günlerde, ihtiyacımız var sanki?
Barış abinin, “Buyrun dostlar buyrun, Halil İbrahim Sofrasına” şarkısındaki gibi davet bekleriz devlet adamlarımızdan.
Olur inşallah…!
Akıl sağlığınızın yerinde olduğu günler dilerim.
Sağlıcakla…